Mersin Yaşam Psikolojik Danışmanlık ve Terapi Merkezi
Mersin Yaşam Psikolojik Danışmanlık ve Terapi Merkezi

Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime…


Mersin Psikoterapist

Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime…

Kimseye etmem ÅŸikâyet aÄŸlarım ben halime…

 

ÇoÄŸu zaman sözlerine ve anlamına odaklanmadan dinlediÄŸimiz, her dinleyenin daha ilk dizelerinden gelen çaÄŸrışımlarla kendi zihninin karanlık odalarına girdiÄŸi bir ÅŸarkıdır: Müzeyyen Senar’ın müthiÅŸ yorumunda hayat bulan, İhsan Raif’in daha 13 yaşındayken sözlerini yazdığı “Kimseye etmem ÅŸikayet…” Ruhumuzun derinlerinde, bir yerlerde kimseye ÅŸikâyet etmediÄŸimiz ve gizlice halimize aÄŸladığımız anılarımızı, yaÅŸantılarımızı getiririz terapi ortamına…Ya direnir ulu orta dökülmemek için ya da bir iÅŸaret bekler sel olup akmak için… Zihnimizin karanlık ve küçük odalarındadır, bazen suçluluk, bazen derin bir öfke, bazen de dindirilemeyen özlemlerin saklandığı deneyimler… YetiÅŸkin olarak adımlamaya baÅŸladığımız terapi süreci usul usul çocukluk deneyimleri ile buluÅŸmaya baÅŸlar… Bu buluÅŸmalar, temelinde çaresizlik ve güçsüzlük olan yaÅŸam deneyimlerini ve yaÅŸamın ne kadar erken yıllarında yaÅŸanırsa etkileri de o kadar büyük olan travmaları saklar… DoÄŸal afetler, trafik kazaları, savaÅŸlar ve göç durumlarında ki bir ölüm kalım meseleleri ile ÅŸekillenen ve temel duygusu korku olan varoluÅŸsal travmalar… Bir baÅŸka insanın uzun süreli yokluÄŸu ya da ölümü ile önemli bir bağın kaybedilmesi ile ortaya çıkan ve öfke, acı, yas duyguları ile ÅŸekillenen kayıp travmaları… Bir çocuÄŸun ebeveynleri ile olan temel duygusal baÄŸlanma ihtiyacının travmatize olması demek olan, kendini güçsüz ve ezik hissetmesine neden olan baÄŸlanma travması…

 

Titrerim mücrim (suçlu) gibi baktıkça istikbalime…

 

İhsan Raif Hanım, İkinci Abdülhamid döneminde valilik ve bakanlık yapmış Köse Mehmed Raif PaÅŸanın kız çocuÄŸu. İhsan Raif 13 yaşındayken odasında kardeÅŸi Belkıs’la oynarken bir gürültü kopar. Kapı açılır ve içeri hayatında hiç görmediÄŸi bir adam dalar. İçeri dalan ve İhsan’ı kaçırmaya kalkışan adam Reji memuru Mehmet Ali’dir. Hiçbir temas olmaz, Mehmet Ali korkar ve kaçar ancak İhsan Raif’in “adı kirlenmiÅŸtir”. Babası, İhsan Raif’in ve diÄŸer aile fertlerinin aÄŸlamalarına, yalvarmalarına aldırmaz ve 13 yaşındaki kızını “o hain Mehmet Ali’yle” evlendirir ve İzmir’e bir sürgün havasında yollar.
1890’da, 14 sene dönemeyeceÄŸi İstanbul’a veda ederken içinde ailesinden, çocukluk masumiyetinden, çok sevdiÄŸi İstanbul’dan, hem de hiç sevmediÄŸi kocaman bir adamın karısı olarak ayrılırken yazar İhsan Raif o ÅŸiiri:

 

Kimseye etmem ÅŸikâyet aÄŸlarım ben halime

Titrerim mücrim (suçlu) gibi baktıkça istikbalime

Perde-i zulmet (karanlık perde) çekilmiÅŸ korkarım ikbalime

Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime

 

            Sonra ne mi olur? Suçluluk ve korku duyguları ile yoÄŸrulan 14 yılın ardından 27 yaşında 3 çocuk ile “eve dönüÅŸ” ki her dönüÅŸ, gidiÅŸin öfkesi ile dönüÅŸün özlemi arasındaki çatışmayı içerir… Ardından duygusal baÄŸlanmanın travmatize olması ve çözülemeyen çatışmaları yansıtan dört evlilik… Ve 49 yaşında gelen ölüm…

 

            İhsan Raif hanım ile psikodramatik bir terapi sürecinde karşılaÅŸmak bir hayal olsa da acılarını daha 13 yaşında bu ÅŸekilde dışa vuran bir kiÅŸinin spontan ve yaratıcı yönü ile acılarını eyleme dökerek kendi saÄŸaltım sürecini iÅŸlettiÄŸini temenni edebiliriz ancak… DiÄŸer taraftan kimseye ÅŸikâyet etmeden haline aÄŸlayan, acılarını eyleme dökemeyen, spontan ve yaratıcı yönlerinin geliÅŸtirilmesi gereken nice İhsan Raifler olduÄŸunu da biliyoruz… Belki de onlar ile psikodramatik bir terapi sürecinde karşılaşırız, kim bilir…

 

 

Emre Gökhan ERKAN

Co-Psikodramatist

Yaşam Psikoloji Dünyası © 2024. Tüm Hakları Saklıdır.