Mersin Yaşam Psikolojik Danışmanlık ve Terapi Merkezi
Mersin Yaşam Psikolojik Danışmanlık ve Terapi Merkezi

Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi


Mersin Terapi

Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi

Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi

Amerikalı Psikiyatrist Milton Erickson uzun süren profesyonel çalışma yıllarında, sağlığı elverdikçe, birçok terapiste, terapi hakkında yeni bakış açıları kazandırdığı dersler vermiştir. Sağlığı el verdikçe dedik. Çünkü yaşamının erken dönemlerinde geçirdiği hastalıkla ölümle burun buruna gelen ve sonrasında uzunca bir süre yerinden kımıldayamayacak durumda yaşayan Erickson, hayatını bu hastalığının bıraktığı etkilerle savaşarak geçirmiştir.

Hastalığı onun çalışmalarının önünde sadece engel olarak yoktur. Kendi anlatımıyla hastalığı onun oluşturduğu terapi yönteminin kaynağıdır da. Hayatının ilk çocukluk dönemlerinde ve ergenliğinin bir kısmında kımıldamadan yaşadığı o hasta yatağında yapabildiği tek şey insanları gözlemlemek olmuştur. İnanların konuşmalrı, konuşmalardaki ton değişmeleri, jestleri, mimikleri ve tüm bunlarla o andaki davranışlarını incelerken insanları nasıl etkileyeceğini öğrenmiş ve tüm profesyonel yaşamında bunu kullanarak başka doktorların vaz geçtikleri hastalara yardım eli uzatabilmiştir.

Milton Erickson’un terapisi ya da hipnoterapisi (Ericksonian Hypnosis) hakkında kendisinin yazdığı ve haliyle bir çerçeve içerisine aldığı, isimlendirdiği bir yazı yoktur. Ondan eğitim alanlar ise bu engin bilgi ve tecrübe birikimini kendi bilgileri dahilinde algılayabilmişlerdir. Bu nedenle Erickson’un terapi yöntemi günümüze farklı bakış açıları nedeniyle faklı biçimlerde gelmiştir.

Biraz daha somutlaştırmak gerekirse, Milton Erickson’u kalınca gövdesi olan bir ağaç olarak düşünebiliriz. Farklı birikimlere sahip farklı öğrencileri de bu ağacın çeşitli yönlere doğru uzayan dalları olarak görülebilir. Bu dalların her birinde farklı terapi yöntemleri (meyveler) yetişmiştir.

Bu dallardan bir tanesi ise İnsoo Kim Berg ve Steve de Shazer’in ekipleri ile birlikte geliştirdikleri Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi olarak adlandırılmıştır. Son olarak Çözüm Odaklı Terapi halini almıştır.

 

Çözüm Odaklı Terapi

 

“Gerçeklerin tümü probleme aittir, çözüme değil”

Wittgenstein

 

Çözüm Odaklı Terapi (ÇOT) çözüm ile problemin prensipte birbirinden bağımsız olarak var olduğu varsayımından çıkmaktadır. Bu varsayım ise problemin çözümü için problemin kendisine eğilerek onu analiz etmeye odaklanan tüm terapi yöntemlerinin reddi anlamına gelmektedir.

ÇOT’un bir başka varsayımı ise bizatihi Milton Erickson’un insanoğlu hakkındaki varsayımından hareket etmektedir: İnsanoğlu karşı karşıya kaldığı tüm problemleri çözebilecek kaynaklara sahiptir. Milton Erickson bir yerde problem çözümü hakkında bir bebeğin ayağı kalkma ve yürüme mücadelesinden bahseder. Ona göre, ki bunu hemen herkes gözlemleyebilir, bir bebek önce defalarca ayağı kalkma denemesi yapar. Her denediğinde “başarısızlıkla” sonuçlanır. Bebek bu ayağı kalkma-düşme denemelerinden sonra ayakta durmaya başlar ancak adım atmayı denediğinde düşer. Bir süre de bunun için birçok ”başarısız” girişimi olacaktır. Bunların da sonunda adım atma ve sonrasında kendi başına yürüme gerçekleşir.

Milton Erickson için sadece bebeğin bu ayağa kalkış ve yürümeyi öğrenme süreci bile bir insan için sorunlarla baş edebilmede yeterli bir kaynaktır.

Ancak ne Erickson ne de Çözüm Odaklı Terapinin geliştiricileri bu varsayımlardan hareketle terapinin kolay olacağını varsaymamaktadırlar.

Steve de Sahzer’in şu sözleri süreçle ilgili bu bakış açısını yansıtacak niteliktedir:

Sade, yalın olmak zor bir iştir.

Çözüm Odaklı Terapi alana hakim terapistlerce uygulandığında kısa sürede danışanın değişimini oluşturabilecek özel yöntemlerden biridir.

İzzet Zülküf ÇELİK

Yaşam Psikoloji Dünyası © 2024. Tüm Hakları Saklıdır.