Ne Zaman Psikolojik Danışmaya Gitmeli?
Yaşam Psikolojik Danışmanlık olarak ilk kurulduğumuz yıllarda insanlar bize gelmeye çekinirlerdi. "Aman bir gören duyan olur" diye.
Özellikle son yedi sekiz yıldır bu durum çok değişti. Hala çekinen, görünmek istemeyen ya da dışarıda karşılaştığımızda selam vermeyen çok sayıda kişi var. Biz bu durumu normal karşılıyoruz. Çünkü güçlü görünmek toplumumuzda istenilen arzu edilen ve toplumun yarısını oluşturan erkeklere çocukluklarından itibaren görev olarak verilen bir olgu. Kadınlarda ise durum kadının sosyo-ekonomik durumuna göre değişiyor. Okumamış ve hayatını ev hanımı olarak geçirenlerde psikoloğa gelmek oldukça olağan bir durum iken, okumuş ve özellikle de çalışan kadınlarda durum tam tersi.
Sanırım bu kısım, çalışma alanları bundan kısa bir süre öncesine kadar tümüyle erkek egemenliği altında olması sebebiyle (hala erkeğin egemen olduğu alanlar iş yaşamında oldukça fazla) bu türde tepkiler veriyorlar. Anlayacağınız erkeklerin dünyasında “erkek gibi” davranıyorlar. Aslına bakarsanız “erkek gibi” davranırlarken, erkeklere bu yükün çocukken verilmesi nedeniyle, erkek çocuk gibi davranıyorlar demek daha doğru.
Biz geçmişe dönelim. O dönemlerde bir danışmana ne zaman gitmek gerekir, sorusuna insanların verdiği cevaplar da bize gelip gelmemelerini etkiliyordu. Çünkü genellikle verilen cevap kafayı yiyince, delirince, üç harflilere karşınca, gibi durumlar geliyordu insanların aklına. Çok şükür aştık bunları. Artık bize “normal” insanların geldiğini biliyor insanlar. Peki neden ve ne zamanlarda geliyorlar?
Cevap basit. Hepimiz yaşantımız çeşitli sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Çoğunu hallediyoruz. Bisiklete binmek, yürümek, matematik öğrenmek, toplum içinde kendimizi ifade etmek, bir lokantada ya da kafede tek başımıza oturmak gibi. Ancak bazen karşılaştığımız sorunla başa çıkamıyoruz. Sorun orada kalıyor ve bize engel olmaya başlıyor. Özel hayatımızda, sosyal hayatımızda ya da iş hayatımızda ortaya çıkabiliyor bu sorun. Ama sonra orda kaldıkça hem çıktığı alanda hem de diğerlerinde problem oluşturmaya başlıyor. Duygusal dünyamızı, bilişsel yapımızı ve davranışlarımızı etkilemeye başlıyor. İşte tam da bunlar olmaya başlamışken geliyor insanlar.
Bir sorunu çözmeye geliyorlar. Bu evlilik sorunu, cinsellikle ilgili bir sorun, ders çalışmayla veya işle ilgili bir sorun olabiliyorken bazen de sosyal yaşamda engellendiği bir durum hakkında geliyorlar.
Geldikleri problemden probleme göre ise çalışma süremiz değişebiliyorlar. Bazı sorunlar kısa sürede hallolurken bazı sorunlar daha uzun süreleri tutabiliyor. Problemin ortadan kaldırılması danışmanla, danışanın kurduğu bağa, problemin yapısına, danışmanın profesyonelliğine, danışanın işbirliğine göre uzun ya da kısa zaman alabiliyor.
Son zamanlarda en çok duyduğumuz soru ise terapi ücretleri. Mersin’de terapi ücretleri değişken. Bu soruyu soranları oldukça iyi anladığımı düşünüyorum. Bize gelmeden önce birçok şey denemiş oluyor insanlar. Denedikleri bu şeyler için zaman ve para harcamış oluyorlar. Yeniden daha fazla zaman ve para harcamadan önce doğru hareket etmek istiyorlar. Para kolay kazanılmıyor da. Kesinlikle haklılar. Gelelim Terapi ücretlerine; Mersin’de psikolojik danışma yapan birçok kişi ve kurum var ve buralarda seans ücretleri, 150 TL ile 400 TL arasında değiştiğini biliyorum.
Tüm bunlarla birlikte kendiniz için doğru terapisti, ne kadar ücret aldığından değil, kendini ne kadar geliştirdiğinden yola çıkarak bulabilirsiniz. Bunun için de özgeçmişine bakmanızı öneririm. Bunun dışında dili ne kadar iyi kullanıyor olduğuna bakın. İnternet sitesindeki yazılardan bunu anlayabilirsiniz. Bir de sitesinden birkaç yazıyı kopyalayıp google’da taratın. Bakın bakalım kendi yazılarını mı kullanıyor yoksa kopyala yapıştır mı yapıyor?
